top of page

Hayallerimiz ve Yaşam

  • Yazarın fotoğrafı: Gürcan Banger
    Gürcan Banger
  • 29 Nis 2020
  • 6 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 7 May 2020


Bir arkadaşım yaşam felsefesini içselleştirmiş olmaktan söz ediyor. İnsana yapıştırılmış gibi durmasını eleştiriyor. Haklıdır. Ama sanırım eksik bıraktığı bir nokta var. Bir yaşam modelinin içselleştirilmesi sıfır zamanda olmuyor. Sadece okuyarak ya da konuşarak elde edilmesi de mümkün değil. Bir bardağın damlalarla dolması gibi adımlar halinde yol almak gerekebilir. Önemli olan, kişinin kendini çevirdiği yön ve bu istikamette adımlar atıyor olması. Yaşamın hangi kalite noktasında olduğumuzdan daha çok, o noktaya doğru hareketlenmiş olmamızı önemli buluyorum. Gören gözün ise bulunulan noktadan daha fazla, hareketin kendisini algılamasının değerli olduğu kanaatindeyim.

Yaşamın meyvelerini toplamak


Hepimizin türlü kaynakları var. Para, bilgi, bedensel sağlık, fiziksel güzellik veya zamanı bunlar arasında sayabiliriz. Elimizde var olanla yaşamsal amaçlarımızı gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Yaşama dair attığımız her adımda kaynaklarımızdan bir kısmı tükeniyor. Eğer elimizdeki kaynakları bir sinerji oluşturacak biçimde değerlendirebilirsek, o zaman daha kaliteli ve verimli bir yaşam yakalamamız mümkün olabilir.

Olumlu olana, çevremizdeki yeni potansiyel ve fırsatlara yönelmeyi başardığımız ölçüde yarattığımız sinerjinin meyvelerini toplamak mümkün oluyor. Ama sinerji dediğimiz olgunun, tek kişilik olmadığını da bilmek gerekir. Sinerji yaratmak isteyen kişi, aynı zamanda başka insanlarla birlikte bir takım olmayı, uyumlu çalışmayı ve hem bireysel hem de grup içinde çalışma verimliliğini artırmayı başarmalıdır.

Takım oyuncusu


Kişi vardır; bir takım içinde varlığı ve yokluğu belli olmaz. Onu bir takım oyuncusu olarak görmek de her zaman mümkün olmayabilir. Muhtemelen girişimciliğin ve inisiyatif almanın teşvik edilmediği koşullarda yetiştiği için bir türlü ön plana çıkamamıştır. Olumsuz bir örnek olmasına rağmen baskın olan siliklikten dolayı böyle bir sorunu tespit de zordur. Bu nedenle yaşam ortamlarının girişimciliği ve inisiyatif almayı özendirmesi önemlidir. Böylece yukarıda sözünü ettiğim sinerjinin açığa çıkarılması kolaylaşır.

Bir işi amatör bir heyecanla yapmak, aynı zamanda eğlencelidir. Bu türün, kendine özgü bir motivasyon modeli de bulunuyor. Ama bir diğer boyutta; yapılan işin uzmanlığını ve profesyonelliğini yakalamanın da özel bir değeri var. Belki şöyle demeliyiz: Amatör heyecanıyla profesyonel gibi yaşamak… Muhtemelen böyle yaptığımızda; hem daha az hata yapacağız hem de ihtiyacımız olan sinerjiyi yaratabileceğiz.

Amatör ruhla ve yarattığımız sinerji ile kazanmanın hazzına varmak güzel. Kazandığımız kimi zaman bilgi, bazen tanınırlık, bazı durumlarda ise para olur. Ama bunlar, insan yaşamının tümünü oluşturmaz. Attığımız her adımın bir ahlaki çerçeve ile donatılmış olmasının önemini bilmek gerekir. Bu anlayıştır ki; kendimiz dışında başka değerlere; örneğin bizi ailemiz, toplumumuz ve ülkemiz için yararlı işler yapmaya teşvik eder. Böylece var olmayacağımız bir geleceğe izler bırakmamız mümkün olur.

Hepimizin hayalleri var. Bunlardan bazıları sabun köpüğü gibi; bir an var, sonra yok. Hayaller, hedeflere dönüşmediği sürece bir tatlı gönül sarhoşluğu olmanın ötesine geçemiyor. İçimizdeki hayal potansiyelini, kimi zaman erişilmez görünse de, ayakları yere basan hedefler haline dönüştürebildiğimizde; kaliteli ve mutlu bir yaşam üretebiliriz. Hiçbir zaman denemek için geç değildir.

Hayaller, para, mutluluk ve sevgi


Parayla mutluluğu satın alamazsın. Maddi zenginlik, kimi örneklerle mutlu olabilmek için bir kolaylaştırıcı olabilir; ama maddiyatı, mutluluğun yeter şartı olarak kabul edemeyiz. Bu nedenle bazen maddi hayallerimizin, yaşamımızda eksik kalan mutluluğu yaratacağı gibi yanlışlara düşmemeliyiz. Mutlu olmak hayal edilecekse bunu, maddiyata bağlamamalı derim.

Kültür ve bilgi de her zaman para ile satın alınamıyor. Eğitim sistemimiz ne denli dejenere olursa olsun, bir okulu bitirebilmek için paradan fazlasına ihtiyaç var. Para yoluyla kolaylaştırılmış diplomalar, bilgi ve görgüye eşdeğer değil. Bilgi konusundaki hayaller, olsa olsa bilgiye ulaşmak için bir motivasyon olabilir. Ağır maddi koşullarda bile bilgili, görgülü ve deneyimli bir insan olmamızda bu hayaller, bizi heyecanlandırır, yönlendirir, özendirir.

Maddi varlığa sahip olunduğunda; elde edileceği konusunda en fazla hayal kurulan olgulardan bir diğeri sevgidir. Sevgi ihtiyacı içinde olan insanların bir bölümü, bu eksikliğini maddi olarak güçsüz olmasına bağlar. Güzel bir arabası, iyi bir evi, nitelikli bir yazlığı olsa sevgililerin ve sevginin ona akacağını düşünenler vardır. Bu durum, genelde yazılı ve görsel medyanın, renkli basının bizde yarattığı bir yanılsamadır. Ünlü ve zengin insanların albenili yaşamlarının renkli ve gülümseyen yanları bize gösterilerek sevginin ve aşkın maddiyatla eşdeğer olduğu yanılsaması yaratılır. Çoğu zaman biz de bu tuzağa düşeriz. Aşkı hayal etmek yerine onunla sevgiyi yakalayacağımızı sandığımız maddiyatı hayal ederiz.

Hayale kurmak güzeldir


Hayal kurmak, bir tür gönül sarhoşluğudur. Hayal kurmanın da tembellik gibi insanı sarıcı, alıp götüren bir yanı vardır. Eğer hayalin sınırlarını biraz fazlaca genişletirseniz, sizi bir anlamsız ve verimsiz dünyanın eşiğine götüreceğinden emin olabilirsiniz. Hayal kurmak alışkanlık yapan yönüyle dönüşü olmayan yol gibidir. Diğer yandan; eğer hayal kurmayı, bir motivasyon ve yaratıcılık unsuru olarak kullanabilirsiniz bu kez de sizi göklere çıkaracak, canınıza can katacaktır.

Çözmekte zorlandığım bir sorunla karşı karşıya olduğumda hayal kurmak, benim için bir ağrı kesici gibidir. O sıra beynimi didikleyen bir olumsuz durumdan uzaklaşmak ve kendimi zihnen dinlendirmek istediğim zaman hayal kurmayı tercih ederim. Böylece beynim nadasa bırakılmış bir tarla gibi dinlenirken, ben de kendimi söz konusu sevimsiz durum hakkında sürekli olumsuz güdülemekten kurtulmuş olurum. Dolayısıyla benim için kimi zaman hayal kurmak, bilinçli olarak olumlu konular düşünmeye zorlamaktır. Hayalsiz kalmamalı derim. Bilirsiniz; öyle şeyler var ki, hayali cihan değer... Hayal etmeli, ama hayallere de dalmamalı.

Hayallere ve yaşama dair


Merdivenleri çıkmakta biraz zorlansanız kendinize spor yapmayı tavsiye eder ve bu yönlü bir karar alırsınız. Aşırı kilolu bir arkadaşınızı gördüğünüzde ya da TV kanallarının birinde son derece sağlıklı ve canlı görünen bir oyuncuyu izlediğinizde artık rejim yapmanız gerektiğine karar verirsiniz. Yaşamınızın monoton bir hale gelmesi canınızı sıkmaya başladığında daha hareketli ve çeşitliliğe sahip bir yaşama adım atmak düşüncesi o anki gündeminiz olur.

Hiç kuşkusuz; insanı insan yapan en büyük özelliklerden birisi düşünme yetisinin gelişmiş olması… Ama bir konu sadece düşüncede kaldığında bir anlam ifade etmiyor. Bir düşüncenin veya kararın gerçek değeri onun ne ölçüde uygulamaya geçirildiği ile yakından ilgili. Eğer düşünce ve kararlarımızı uygulamaya geçirmede gayretsiz olursak bu durumda sadece hayal kuruyor olmanın ötesine geçemiyoruz.

En kötü karar kararsızlıktır. En an bunun kadar kötü olan bir başkası ise verilmiş kararı süründürmek oluyor. Karar verildikten sonra (zaman, mekân veya kaynak olarak) uygun şartlar oluşturulduğunda o kararı uygulamaya geçmek için bir plan yapmalı; buna uygun ilk adımları atmalıyız. İşin sürdürülebilirliğini, bu amaçla ısrarlı, azimli ve gayretli olmak gerektiğini de unutmamalı.

Hayaller


İnsanın düşünmesini, hayaller kurmasını veya kararlar almasını uygulanma şartı ile kısıtlamamak lazım. Her düşündüğümüzü mevcut şartlar altında gerçekleştirme şans ve imkânımız olmayabilir. Hayal kurmak insanın düşünsel ve duygusal yönlerini geliştirici etkiler yapar. İç dünyasını zenginleştirir. Hayal kurma becerisi, gelecek hakkında bir tasarım yapabilmenin önemli araçlarından birisidir.

Eğer düşünmeyi ve hayaller kurmayı yaşamımızın doğal unsurlarından birisi olarak kabul etmezsek insan olarak sınırlarımız daralır. Kendi etrafımıza dört duvar örüyor gibi oluruz. Özellikle sistemli olarak düşünmek ve ‘bir ölçüde düzenlenmiş’ hayaller kurmak, yaşam sepetimizdeki yumurta (yani seçenek) sayısını artırır. Böylece ‘tek seçeneğe mahkûm’ olmaktan kurtuluruz.

Sınırlarımız


Özgür olmak… Dile getirmesi kolay bir söylem. Üzerine sayısız yaklaşım geliştirilebilir. Ama çevre şartlarından kişisel saplantı ve takıntılarımıza kadar o kadar fazla kısıt ve sınırlarımız var ki, çoğu zaman özgür olmayı aklımıza bile getiremiyoruz. Hâlbuki bu ‘imkânsızlık’ öncelikle zihnimizin zincirli olmasından kaynaklanıyor. Zihnen zincirli olan kişinin yaşam olarak da özgür olmasını bekleyemeyiz.

Yaşamı derinlemesine ve tadını alarak yaşayabilmek için özgürlüğü kendi öz niteliklerimizden biri haline getirmek gerekiyor. Yaşamda özgürlük ise öncelikle zihnin özgürleşmesi ile başlıyor. Kısıtlara ve sınırlara dokunmadan düşünmeye ve hayal kurmaya çalışan bireyin özgürlük yolunda ciddi engelleri var demektir. Kişi önce kendi zihnini engellerden kurtarmayı öğrenmeli ve bilmeli. Zihin özgürleştiğinde yaşamın özgürleşmesi için yaşam sepetindeki seçenek sayısı da artacaktır. Zihni özgür olmayanın kendi de özgür olamaz.

Yaşamınızın sonraki adımını değerlendirirken neyi dikkate alıyorsunuz? Öncelikle korkularınızı ve çekincelerinizi mi? Eğer durum buysa, sizi kutlamak gerekir; çok yaygın görüldüğü biçimiyle özgür olmayan bir zihniniz var.

Hayaller, hayallerimiz


Sosyal yaşam, bizi hayalci olmaktan uzaklaştırıp sıradanlıklar, alışkanlıklar ve korkulara yöneltiyor. ‘Çılgın’ ve farklı olmaktansa ‘akıllı’ ve aynı olmamız öğretiliyor. Hâlbuki yaratıcılığın temel unsurların birisi olan esnek hayal gücü alışılmamış ve denenmemiş olanın düşünülmesi ile yaşam buluyor.

Esnek hayalcilik yerine, ‘kalıba dökülmüş akılcılığı’ seçmenin yollarından birisi biteviye referanslara başvurmak ve onlara bağlı kalmayı seçmektir. Bu bakış açısı, sürekli olarak başkalarının ne dediği ya da diyeceği, kabul edilmiş kuralların neler olduğu, kitapta ne yazdığı veya ‘ustaların’ nasıl davrandığı ile ilgilenir. Kendisi ve özgün olmayı içine sindirmez; farklılaşma cesaretini gösteremez. Referansa aşırı bağlılık ve bağnazlık yaratıcı düşüncenin önündeki en ‘seçkin’ engeller arasında yer alır.

İnsanlar türlü türlüdür. Kimisi geçmişte yaşar. Bugünün keyfini çıkaranlar vardır. Bana sorarsanız; heyecanlı olan, gelecektir. Gelecek ise vizyon demektir. Vizyon; geniş görüş, ileri görüş anlamına gelir. Vizyon, geleceğin tasarımı hayalidir. Vizyon, bakılan ufuk çizgisidir. Çöldeki kum tanesinin, doğa koşullarına uyarak akıp giden suyun vizyonu olmaz. Ama bir taş parçası gibi güneşin, rüzgârın ve yağmurun esiri olmak istemeyen insanın bir vizyonu olması gerekir. İnsan, gelecek hayali ile yaşar. Gelecek hayali olmayan kişi, kurumakta olan bitki gibidir.

Yaşamı hayaller renklendirir. Büyük hayalleri olmayanların, siyah-beyaz bir dünyada yaşadıklarını düşünebiliriz. Öyle ki; siyahı ve beyazı yaratan ışığın, hayalsiz bir yaşamdan çekilmesi an meselesidir. Hayalin ve geleceğin kulağı vardır, desek yanlış olmaz. İnsan yaşamında sinerjiyi yaratan büyük hayallerdir. Ama bu hayaller dev bir uçan balon olup insanın ayaklarını yerden kesmemelidir.

Hayal kurmak, bir tür gönül sarhoşluğudur. Hayal kurmanın da tembellik gibi insanı sarıcı, alıp götüren bir yanı vardır. Eğer hayalin sınırlarını biraz fazlaca genişletirseniz, sizi bir anlamsız ve verimsiz dünyanın eşiğine götüreceğinden emin olabilirsiniz. Hayal kurmak, alışkanlık yapan yönüyle dönüşü olmayan yol gibidir. Diğer yandan; eğer hayal kurmayı, bir motivasyon ve yaratıcılık unsuru olarak kullanabilirsiniz bu kez de sizi göklere çıkaracak, canınıza can katacaktır.

Hayal kurmak ciddi bir iştir. İnsanın hayalleri olması, onu başkalarından ayırt eder. Hayallerini gerçekleştirmek için çaba harcayan kişiye saygı duymak gerekir. Tom Sawyer ile Huckleberry Finn’in ünlü yazarı Mark Twain “Arzularını, heveslerini küçümseyen insanlardan uzak dur. Küçük insanlar, her zaman yapar bunu; ama sen de büyük olabileceğini düşünerek rahatla” diyor. İnsanın büyüklüğü; hayallerinin büyüklüğü, çeşitliliği ve zenginliği ile yakından ilintili…


Gürcan Banger

Comments


Post: Blog2_Post

Subscribe Form

Thanks for submitting!

©2020, Duygu Güncesi tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page