Eskişehir’de Alternatif Turizm Ekonomisi
- Gürcan Banger
- 19 Mar 2020
- 4 dakikada okunur
(Aralık 2019'da yayınlanmıştır)

Turizm, misyonu gereği ekonomik değer yaratması gereken bir sektördür. Bu bağlamda alternatif turizm yaklaşımı da anlayışa uygun olmalıdır. Değer yaratmayan işler sadece kentin kaynaklarının tükenmesine neden olur. Bugün Eskişehir’in yaşadığı sorunlardan bir tanesi, ekonomik getirisi olmayan konulara yatırım yapılmış (veya kaynak harcanmış) olmasından kaynaklanıyor. Alternatif turizm adına yapılacak her girişim için önce “Bu girişimle kent ve ekonomi hangi kaynakları harcayıp ne kazanacak?” sorusunu doğru ve sağlam biçimde cevaplamak gerekir.
Bölgesel ve yerel turizm için bütünsel ürün (pazarlama karması) gerekir. Kent turizmi bir dizi ürün ve hizmetin bir bütünsel ürün ve pazarlama karması oluşturacak biçimde bir araya gelmesidir. Dolayısıyla turizm ve kültür envanterine bu açıdan bakmak uygun olur. Bu da bir organizasyon, planlama, bütçeleme ve koordinasyon anlamına gelir. Kaynakların etkili ve verimli kullanılmasının yolu budur.
Ülkemizde kümelenme halen sanayi sektörleri odaklı olarak ele alınıyor. Turizm gibi sektörlerin de kümelenme yaklaşımlarına konu olabileceği henüz tam anlamıyla kavranamadı. Hâlbuki çok bileşenli bölgesel ve yerel turizm gelişimi için “turizm kümelenmesi” gerekir. Bu alanda meslek odaları ile turizm alanında örgütlenmiş sivil toplum kuruluşları ile diğer meslek odalarının önayak olması beklenir.
Beypazarı, Safranbolu ve benzerleri gibi yerleşimler incelendiğinde bunların günlük turizm ile ayakta kalmaya kaldıkları görülür. Ne yazık ki turizmden beklenen gelirlerin günlük turizm yaklaşımı ile elde edilemeyeceği yeterli ölçüde doğrulanmıştır. Bu nedenle Eskişehir’in de acilen günü birlik turizm bataklığından kurtulması gerekir. Çıkış yolu, kentsel turizmi daha uzun süreli kalışlar sağlayacak hale getirmektir.
Pek çok başka yerleşimde olduğu gibi Eskişehir’de de turizme konu olabilecek yıl boyunca çok sayıda ekonomik, sosyal ve kültürel etkinlik yapılıyor. Bu faaliyetlerde kamu birimlerinden sivil toplum kuruluşlarına, meslek odalarından özel firmalara kadar çok değişik aktörler yer alıyor. Ne yazık ki bunlar bir kültür ve turizm ajandasına uygun olarak yapılmadığı için gerekli verimi almak mümkün olmuyor. Bu nedenle Eskişehir’de turizmin uygulanabilir plana ve yıllık ajandaya sahip olması gerekiyor. Yıl başında (ya da turizme uygun bir zamanda) kamuoyuna deklare edilecek bu ajanda sayesinde uzun süre kalışları olan daha programlı ziyaretçiler sağlanabilir.
Eskişehir’de iki tane önemli üniversite var. Yerel yönetimler sanat etkinliklerine önem veriyorlar. Sivil toplum kuruluşlarının da turizm, sanat ve bilim yatkınlıkları olduğunu söyleyebiliriz. Dolayısıyla Eskişehir’in bilim ve sanat temalı kültürel turizme uygun altyapısı var. Bu bağlamda bilim ve sanat, Eskişehir’in kentsel turizmi geliştirebilmek için kullanabileceği iki önemli alandır. Bu alanları değerlendirmek için koordinasyon ve planlama gereği ortadadır.
19’uncu yüzyılın sonlarına kadar küçük bir yerleşim olan Eskişehir’in ilginç özelliklerinden birisi Eskişehir’in inanç temalı kültürel turizme uygun altyapının varlığıdır. Geçmiş dönemlerde çok farklı kültürlerden toplumların bölgede yaşaması he farklı dinlerin hem de Müslümanlığın değişik inanç kollarının ve yorumlarının bu bölgede yaşamasına neden olmuştur. Bu nedenle Eskişehir bölgesinin inanç temalı turizm konularına uygun altyapısının değerlendirmeye açık olduğunu söyleyebiliriz. Bu konuda üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları etkin biçimde yer alabilirler.
Eskişehir yöresi, sıcak su özellikleri nedeniyle Doğu Roma ve Bizans’ın termal sayfiye alanlarından birisiydi. Farklı dönemlerde, savaş sonrası askerlerin rehabilitasyon merkezi olarak kullanıldı. Başka Türk kentlerinde olduğu gibi, çevresi surlarla çevrili (yerleşimin ve çarşının ayrı düzenlendiği) kent modeline uygun olmadı. Tarih boyunca çoğu zaman yakını ve çevresi, savaş alanı oldu. 19’uncu yüzyılın sonlarına kadar halkın tarım ve bahçecilikle uğraştığı küçük bir yerleşim olarak kaldı.
19’uncu yüzyılda Eskişehir’e Balkanlardan ve Kafkaslardan gelen göçler, yerleşimin nüfus yapısını değiştirdi ve zenginleştirdi. Odunpazarı’nda yaşayan Müslüman Türkler ile Rum ve Ermeni azınlıklara, yeni gelen Türk kökenli başka topluluklar eklendi. İstanbul-Bağdat Demiryolu’nun Eskişehir’de durak yapması ile Eskişehir, hızla büyümeye başladı. Bu dönemde (tren yolunun yapılma sürecinde) Avrupalı başka kişi ve ailelerin de Eskişehir’de yaşadığını biliyoruz.
Sonuçta (şehrin taşrası ile birlikte) çok sayıda etnisite, kültür ve inanç çeşitliliğine sahip bir yerleşik nüfus oluştu. Eskişehir’in çok kültürlülük birikiminde, böyle bir tarihi geçmiş var. Bu sürecin doğal bir sonucu olarak, Eskişehir’in çok kültürlülük temalı kültürel turizme uygun altyapısı var. Çerkezlerin, Tatarların, Alevi toplulukların (ve diğer toplulukların) her yıl gerçekleştirdikleri kültürel etkinlikler hatırlandığında, bu altyapının önemi kendiliğinden ortaya çıkar.
Eskişehir’in çok kültürlü ve ülkenin pek çok yerleşimine oranla hâlâ demokrat sayılabilecek bir nüfus yapısı var. Buna iki üniversite nedeniyle kentte var olan öğrenci ve personeli de eklediğimizde, genç bir nüfus profili ortaya çıkıyor. Bu ve benzeri nedenler, kentte bir eğlence altyapısının varlığını ve sürdürülebilirliğini destekliyor. Çevredeki illeri de dikkate aldığımızda Eskişehir, bir eğlence merkezi olma özelliği taşıyor. Her hafta sonu kente akan insan çeşitliliği ile bunu doğrulayabiliyoruz. Özetle; Eskişehir’in eğlence odaklı turizme ve gençlik turizmine uygun altyapısı var.
Eskişehir, Antik Çağlardan başlayarak Cumhuriyet’e kadar çok sayıda dönemi yaşamıştır. Bu durum, Anadolu’ya has çok sayı ve çeşitlilikte tarihi, sosyal ve kültürel unsurun bölgede yer bulmasını sağlamıştır. Tüm bunlar, Eskişehir’in tarih - kültür turizmine uygun altyapısı var etmektedir. Bu yönüyle tarihi ve kültürel unsurlar Eskişehir’de kentsel turizm karmasının oluşumunda önemli bir yer alabilir.
Güneş ve deniz turizminin dışında kalan yerleşimlerde, turizm sektöründen pay alabilmek ve kentsel yaşamı iyileştirmek için kentler arası bir yarış oluştu. Bu bağlamda çok sayıda noktada yerleşimi cazip hale getirecek girişimler başlatıldı. Bunlardan birisi de tematik park ve müze girişimleridir. Eskişehir, bu alanda en başarılı olanların ilk sıralarında yer alır.
Özellikle kent merkezinde, yerel yönetimler tarafından gerçekleştirilen çok sayıda benzeri yapı bulunmaktadır. Bu çerçevede değerlendirildiğinde, Eskişehir’in tema parkı ve müze turizmine uygun altyapısı var. Bunların günübirlik turizme hizmetle yetinme riskini de dikkate alarak, kentsel turizm karması olarak isimlendirdiğim bütünsel ürüne eklemlenmesi gerekir.
Sıklıkla günübirlik turizmin bir kentin ekonomisi açısından sürdürülebilir olmadığından söz ediyorum. Bunun olumsuz örneklerini, bu yanlışa düşüp düzeltici aklı geliştiremeyen yerleşimlerde görüyoruz.
Gürcan Banger
コメント